Peter V. Brett ile söyleşi


Peter V. Brett kitabı ile bambaşka fantastik bir dünyanın kapısını açan, benim çok beğendiğim bir yazar. Güncenin ilk incelemelerinden biri onun The Painted Man romanı olmuştu. Kitap Türkçe’ye çevrilince Peter V. Bret’e Türk okuyucuları için bir söyleşi yapmak isteyip istemediğini sordum. O da kabul etti. Kendisine zaman ayırıp bu uzun söyleşiyi sizlere sunma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum.

Bugün benim tercümemle söyleşinin Türkçe’sini okuyacaksınız. Yarın ise onun kelimelerini okumak isteyenler için İngilizce halini yayınlıyorum. İşte Peter V. Bret ile yaptığım söyleşi:

Bay Brett, kitabınız Dövmeli Adam Türkçe’de yayınlandı. Dövmeli Adam 2008’de yayınlanmış ve Amazon UK’in en iyi 10 Bilim Kurgu ve Fantastik kitap listesine girmiş ve David Gemmel Efsane Ödülüne aday gösterilmişti. Dövmeli Adam’ın ilginç bir hikayesi de var. Sizin cep telefonunuzda yazılmıştı. Neden ve nasıl yazdığınızı anlatabilir misiniz?

İlk kendi başıma satın aldığım ve okuduğum kitap JRR Tolkien’in Hobbit’iydi ve bu beni, çoğu başka kültürler ve binlerce yıl öncesinden gelen,  yüzlerce başka kitaplara götüren yaşam boyu süren fantastik hikayeler aşkımı başlattı. Hayali yerlerin hikayeleri dünyadaki her kültür ve medeniyette zengin bir tarihi vardır, ortak noktaları insanlık, hayat ve inançlar üzerine sorular sormalarıdır.

Fantastik yazarı olmaya gençken karar verdim. İlk romanımı yazdığımda 17 yaşındaydım. Tek sorun kitabın berbat olmasıydı.

Sonra bir başkasını yazdım. Daha iyiydi ama yeterince iyi değildi. Sonra bir başkasını daha yazdım, ve onun ardından bir başkasını daha. Her kitap biraz daha iyiye gitti. Tüm bu zaman boyunca, okula gidiyor, lisansımı bitirdim, sonra iş buldum, ev aldım, evlendim vs… Yaşlandıkça zamanımı alan daha çok iş olmaya başlamıştı. Yazmak benim için bir lükstü, hayatıma sığdıramayacağım bir lüks olmuştu.

Yazdıklarımı, zamanımı boşa harcayıp harcamadığı öğrenmek için, bir profesyonel yazar ajanına gösterdim. İki kitabımı okudu ve profesyonel seviyede yazılmadıklarına katıldı. Tadım kaçmıştı, ama son kitabım, Tibbet’s Brook’un taslağını aldı ve “Bırakma. Bunu al ve düzelt” dedi.

Ben de tam onu yapmaya karar verdim, eğer boş zaman problemse, yaratacaktım. İşe gidip gelişim her gün yaklaşık bir saat sürüyordu. Normalde o sırada kitap okuyarak geçirirdim, ama yazmayı denemeye karar verdim.

Üstünde klavyesi ve kelime işlemci programı olan bir akıllı cep telefonu aldım ve kitabımı düzeltmeye başladım. Orijinal taslağın %60’ını attım ve kalanlardan, New York metrosunda bir kaç yüz kelime yazarak, yeni bir roman yazdım. Her gece, geç saatte bilgisayar başına geçer, dosyaları bilgisayarımla eşler, böylece bir kaç yüz kelime daha yazabilirdim. Böylece günde 1000 kelime yazdım. Bir yıl içinde, yeni bir romanım vardı; Dövmeli Adam.

Dövmeli Adam’ın fantastiğe yeni ve ilginç bir yaklaşımı var. Esin kaynağınız neydi?

Gençken okuduğum bir çok fantastik hikayede, fantastik okumamışların hoşuna gitmesini engelleyen ortak bir nokta vardı. Hepsinin büyük maceralar, güçlü büyücüler ve devasa kahramanları vardı. Ben daha ayakları yere basan bir hikaye anlatmak istiyordum, sıradan insanların günlük hayatına odaklanmayı hedefledim.

Özünde, Dövmeli Adam korku üzerine bir çalışma. Hikayede insanlık yok oluşun eşiğinde. İnsanlar, iblislerin her gece çıkıp onları avladığı, iblislerin sadece sürekli bakım gerektiren karmaşık korunma sembolleri ile durdurulabildikleri, baskıcı bir durumda yaşıyorlardı. İblisler ölümsüz ve sıradan silahlarla öldürülmesi imkansız yaratıklardı.

Bu dünyada, üç genç köylerine yapılan iblis saldırılarının yaralarını taşıyorlardı. Her biri bunun sonucunda yeni bir yaşama yönelmişler ve iblislere karşı savaşmanın ve kaybettiklerini geri almanın yeni bir yolunu bulmuşlardı.

Bir söyleşide yayınlanmayan ilk dört romanınızdan sonra yazım tekniğinizi değiştirdiğinizi söylemiştiniz. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?

Yazar ajanım bana ünlü yazar ajanı Scott Meredith’in Satmak için Yazmak isimli kitabını verdi. Kitapta Bay Meredith’in yayıncıların aradığı iyi hikayenin elemanlarını anlatıyordu. Kitapta anlatılan her şeye katılmıyordum ama kendi yazım sitilimi bulmak için doğru soruları sormamı sağladı.

Artık hikayeye, öncesinde çokça planlama ve ana hattını belirleme olan, daha sistemli bir yaklaşımım var. Yazım daha sıkı, gereksiz tanımlamalardan uzak ve karakter ve hallerine daha odaklı oldu.

Bu tekniğin Dövmeli Adam’a etkisi ne oldu?

Kurguyerde dünya kurmak için çok çalışmıştım, farklı şehirler ve kültürler yaratmıştım ve detaylı büyü sistemi kurdum. Romanın ilk taslağında karakter gelişimi yerine daha çok aksiyona ve onun detaylarına odaklanmıştım ve bu onu daha zayıf ve daha az etkileyici bir hikaye yapmıştı. O fazla detayların çoğunu son taslakta attım.

Dövmeli Adam’ın Hristiyan veya Arthur Mitlerine dayanan bir kökeni yok. Bu sizce romanınızı daha “küresel” mi yaptı?

Elbette fantastikte ortaçağ Avrupa’sını yansıtan kurguyerler baskın ve bundan bilerek kaçındım. Daha önceki sorunda söylediğim gibi kitabı, fantastik okuyucusu olsun olmasın,  herkesin okuyabileceği hale getirmek için uğraştım. Bunun kitabın başka dillere çevrilirken etkisinden çok fazla kaybetmemesinin bir sebebi olduğunu düşünüyorum.

İngilizce konuşulmayan ülkelerde Dövmeli Adam’a tepki nasıl oldu?

Kitap neredeyse her pazarda iyi iş yaptı, Almanya, Polonya, Çin ve diğerlerinde çoksatanlar listesine girdi. Dünyanın her yanından okuyucular bana yazdılar ve çeşitli ülkelere konuşmacı olarak beni çağırdılar. İnternet ve tercüme programları sayesinde, on yıl önce hayal edemeyeceğim yollarla, benden binlerce mil uzakta yaşayan okuyucularla iletişime geçebildim. Bu açıdan çok şanslıyım.

2010’da bir söyleşinizde Türkiye’de yayın haklarını satmanın sizin için önemli bir olay olduğunu söylemiştiniz. Sebebi neydi? Hiç Türkiye’ye geldiniz mi?

Kitabın tercüme edildiği her dil benim için heyecan verici ve önemli bir olay ve her baskıyı özel yapmaya çalışıyorum. Türkiye Avrupa ve Asya arasındaki zengin tarihi ile benim için ayrıca önemliydi.

Türkiye’yi Yunanistan’da Rodos’u 2008’de ziyaret ettiğimden beri görmek istiyorum. Oradayken Türk mutfağından çeşitli ürünleri tatma imkanı buldum ve ilk kez rakı içtim. Rakı kitaplarımdaki Krasyan halkının içtiği tarçınlı içkisine çok benziyor.

Umarım artık Türkiye’de yayınlandığıma göre ziyaret etmek için bir fırsatım olacaktır.

Hala kitaplarınızı annenizin verdiği kalemle mi imzalıyorsunuz?

Evet ve hayır. Annem kaliteli kullan at kalemler almıştı, onları birbiri ardına bitirdim. Annem de ben de yıllar içinde bu kadar çok kitap imzalayacağımı beklemiyorduk.

Annemin aldığı kalemleri bitirince daha çoğunu almaya çalıştım ve o modelin imalatının durdurulduğunu öğrendim. Başka kalemler de denedim ama hiç biri tam doğru gelmedi. Sonunda internete gittim ve onlardan bir koli aldım. Yıllarca yetecek kalemim var.

Aileniz ve arkadaşlarınızın ününüz ve kitaplarınıza tepkisi ne oldu?

Kendimi ünlü saymıyorum, ama yakın arkadaşlarım ve ailem yazmanın benim düşüm olduğunu biliyorlardı ve kitapları sattığımda çok sevindiler. Hepsi aşırı destek verdi, düzenli işimi tam zamanlı yazmak için bıraktığımda bile yanımdaydılar.

Hayatımdaki diğer kişilerin ortak bir tepkisi vardı: “Senin bir yazar olduğunu bilmiyordum!”  Yazmak benim için çok kişisel bir şeydi. Benim gizli keyfimdi. Eğer sorulmazsa yazmak hakkında konuşmazdım.

Bize seride sıradaki kitaplardan bahsedebilir misiniz?

İblis Döngüsünde toplamda beş kitap olacak. Dövmeli Adamın devamı Çöl Mızrağı, ve ilk kitabın bir nevi kötü adamı Ahman Jardir’in hayatını takip ediyor. Çöl Mızrağı onun kültürü ve yetiştirilişine daha derin bakıyor ve kendi çapında nasıl muhteşem bir kahraman olduğunu anlatıyor. Çöz Mızrağı uluslar arası bir çoksatan ve Türkiye’de satıldı. Şimdilik çeviride ama yayın tarihi elimde yok. 2013’ün ilk yarısı gibi olmasını tahmin ediyorum.

Üçüncü kitabın adı Gündüz Savaşı ve şimdilerde onu tamamlamaktayım. Gelecek sene İngilizce’de yayınlanacak ve ümit ediyorum ki kısa zamanda da Türkçe’de.

Web siteniz www.petervbrett.com Dövmeli Adam’dan silinmiş sahneleri de içeriyor. Bu söyleşiyi okuyan bir hayranınızın onları Türkçe’ye tercüme etmesine ne dersiniz?

Sorun değil. İşimin insanlara ulaşmasını istiyorum ve o ekstra malzeme benim okuyuculara hediyem.

Eğer İblis Döngüsü dünyasında yaşasaydınız sizin çağrınız ne olurdu?

Ha. Bu soru bir arkadaşımla büyük bir tartışma yarattı. Onlar benim Haberci ya da Sharum savaşçısı gibi bir sert adam olacağımı söylediler (ve ben de kendimi öyle düşünmek isterim), ama gerçek şu ki ben bir hikaye anlatıcısıyım. Bu da tam olarak Jönglör kampında. Ama top çevirmede kötüyüm, doğrusu.

Dövmeli Adam’ın filmini ne zaman görürüz?

Seri büyük bütçeli filmler yapmış yönetmen Paul WS Anderson ve yapımcı Jeremy Bolt tarafından opsiyonlandı. Onlar proje için oldukça heyecanlılar ve perdeye göz alıcı şeyler getireceklerini düşünüyorlar ama bir stüdyo hala prodüksiyona başlamak için yeşil ışık yakmadı. Eğer gerçekleşecekse bile, bir şey olmadan önce aylar ya da yıllar geçebilir.

Okuyucularınız sizi internette nerede bulabilir. Eğer sizin kitaplarınızın İngilizce ekitaplarını almak isterlerse nereye gitmeliler?

Web sitem www.petervbrett.com ve oldukça aktiftir. Daha önce söylediğim silinmiş sahneler ve ekstra malzeme ile bir hayran forumu ve düzenli güncellediğim bir blogum var. Okuyucularla çeşitli yarışmalar yapıyoruz ve imzalı kitap ve başka ödüller kazanabilirler.

Ayrıca beni twitter’da @PVBrett ile takip edebilir ve Facebook ve Google+’da bulabilirsiniz.

Kitaplarımın İngilizceleri tüm büyük ekitap satıcılarında var, hangi ekitap okuyucuyu kullanırsanız kullanın alabilirsiniz.

Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Türk okuyucularınız için ekleyeceğiniz bir şey var mı?

Okuduğunuz için teşekkürler. Lütfen baklava yolayın.

 

Dövmeli Adam’ın incelemesi

Desert Spear’ın incelemesi

Peter V. Brett ile söyleşi’ için 5 yanıt

  1. Çok güzel ve keyifli bir röportaj olmuş. Yazar çok içten ve samimi cevaplar vermiş gerçekten. İşe gidip gelirken telefonda hikaye/roman yazma olayını ben de yaptığımdan garip bir yakınlık hissettim kendisine 🙂 Ellerinize sağlık…

  2. Çöl mızrağına karsilik bir tepsi baklava yollarim 🙂 2013 e kadar nasil beklicez.okuduguma pisman oldum keske 2013 ocakta fln okusaydim

  3. Çöl mızrağı 2013 Kasım ayında yayınlandığında hemen internetten satın aldım ve bir solukta okudum bence 1 nci kitabı kadar başarılıydı ve şimdi 3 ncü kitap ne zaman yayınlanacak diye beklemeye başladım

    1. Üçüncüyü okumadım ama çok iyi olduğunu duydum. Bret’in web sitesinde ekstra malzemeler de var. Oraya da bir göz atın derim.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.